Göründüğü Gibi Değil
Merhaba, ismim mesut, 33 yasında kumral ve yapılıyım, izmirde yaşıyorum,5 yıldır evliyim. karımla normalde çok çok iyi anlaşıyoruz, çalışan bir kadın olduğu için iş dönüşü o gün iş yerinde yaşadıklarını her gün uzun uzun anlatır eşim. bundan bir süre önce onunla aynı servise türbanlı bir hanım başladı. eşim nedense bunu hazmedemedi. O güne kadar türban konusunu hiç konuşmamıştık ama o günden sonra neredeyse hergun benimle bu konuyu tartışır olmuştu. sürekli türbanlı kadınların erkek baskısı altında yetiştiğini, bu yüzden kendilerine güvenlerinin gelişmediğini, erkeklerden soğumuş olduklarını, bir erkeği asla tatmin edemeyeceklerini söyleyip duruyor, sürekli onları küçümsüyor, kadın yerine bile koymuyordu. Ben bu görüşlerin hiçbirine katılmadığımı, bunun onların kendi tercihleri olduğunu, onlarında pekala fantezileri ve harika bir cinsel yaşantıları olabileceğini savundukça bu onu daha da delirttiği için bir müddet sonra bu tartışmaların bir sonuç getirmeyeceğini anlayarak bundan vazgeçtim. ama bende türbanlı hanımlara karsı belki de tepki olarak müthiş bir heyecan ve istek oluşmaya başlamıştı.
Bir gün işyerlerinin kuruluş yıldönümü sebebiyle, bir toplantı düzenlendi ve esler de davetli olduğu için ben de asuyu (türbanlı) merak ettiğimden koşa koşa gittim. onunla karşılaştığımda sırtı bana dönük esimle konuşuyorlardı, basında türbanı, ayak bileklerine kadar paltosu ve ayağında yine kapalı ama hafif topuklu ayakkabıları vardı. beni görünce eşim mesut gel de seni meslektaşım asuyla tanıştırayım dedi ve asu bana döndü çok güzel bir yüzü ve büyüleyici gözleri vardı. ve bende bu gözlerden çok etkilenmiştim. kutlama boyunca gözlerimi ondan alamadım. Oda bakışlarıma cevap veriyor ve arada bana gülümsüyordu. gecenin sonuna doğru tüm cesaretimi topladım ve üzerine telefon numaramı yazdığım bir kağıdı pardösü cebine atıverdim. aradan haftalar geçti ama o beni aramadı. benim içinse korku dolu bir bekleyiş başlamıştı, demek benden hoşlanmamış, belki de her an karımla konuşmak üzereydi. Karımın 3 günlüğüne ankaraya seminere gideceğin sabahı işyerine yeni varmıştım ve telefonum çaldı sonunda. arayan oydu, bana karının hakkımda neler düşündüğünü biliyorum mesut, aksam sana geleceğim, ondan intikamım acı olacak dedi ve kapattı. ben duyduklarıma inanamamış ve heyecandan daha telefon kapanmadan sertleşmiştim. aksamı zor ettim. Kapı çaldığında beni o gece bekleyen şeylerin heyecanıyla yerimde zor duruyordum. iste karsımdaydı, üstünde o gece giydiğine benzeyen krem rengi, uzun bir yağmurluk güzel bir ipek türban, ve bu sefer ince parlak siyah çoraplar giydiği bakımlı ayaklarını gösteren acık bir ayakkabı vardı. salona geçtik ve kanepeye oturdu.
İlk sözü: mesut soyun ve önüme diz çök, oldu. dediğini yaptığımda yağmurluğun önünü açtı. ben gördüklerime inanamamıştım, içinde siyah jartiyerler, dantelli bir siyah bir tanga ve sutyeninden başka hicbirsey yoktu. şaşkınlığımı anlamış olacak ki: ne o, türbanlıyız diye zevksiz de mi olmamız gerek, senin de karından farkın yokmuş, seni de cezalandırmam gerekecek, ayakkabılarımı yalayarak basla bakalım! dedi. ben dediği herseyi yapmaya razı, ise koyuldum, 10 dk. sonra ayakkabıları tertemiz olmuştu, topuklarını da iyice yalattıktan sonra ayakkabılarını çıkarttırdı ve sıra ayaklarımda mesut önce bir masajla rahatlat bakalım, bugun bütün gün ayaktaydım, işini iyi yapsan iyi edersin, dedi. ben de basımla onayladım. bir süre parmaklarını, ayaklarının altını ovdum, güzelce rahatlamış, türbanlı basını kanepenin arkasına dayamış ve gözlerini kapatmıştı. arada ayaklarını bana bakmadan yüzüme doğru kaldırıyor, parmaklarını emdirip, yalattıktan sonra ayak değiştiriyor ve her seferinde boşta kalan ayağıyla benimkini oksuyordu.. ben parmaklarını emdikçe inliyor, bundan büyük zevk alıyordu. belli ki o da kendisini sürekli aşağılayan kadının kocasını bu şekilde aşağılayarak ödeşiyordu. neden sonra doğruldu ve soyunmamı emretti. karsısında ayakta ve çırılçıplak kaldıgımdaysa çantasından çıkardığı ipek bir eşarbı benimkine doladı ve onu o şekilde ağzına aldı, müthiş bir duyguydu. ipek eşarbın verdiği his ağzının sıcaklığıyla karışmıştı. bu şekilde inanılmaz zevkler alarak ağzının içindeki türbana bağıra bağıra boşaldım. türbanı çözdü ve benimkinin üstündeki son menilerimi de yalayarak temizlerken yüzünde zafer kazanmış bir komutanın mutluluğu vardı.
Tekrar önünde diz çöktüm ve tongasını güzel bacaklarından sıyırdım. taşlı şeftalisi karsımdaydı, kesinlikle eşimden daha bakımlı bir kadındı asu, harika kokuyordu, büyük bir iştahla yaladım. yarım saat içinde 2 kez boşaldı, seksten karımdan çok daha büyük bir zevk alıyor bu da benim aldığım hazzı ikiye katlıyordu. tekrar doğruldu ve : seninkini öğrettiğim şekilde türbana sar bakalım dedi. ben de emrettiği gibi döllü tarafı onun içine gelecek şekilde benimkini sardım ve sırılsıklam olmuş içine girdim. harikaydı, bir kadınla prezervatifle yatmak gibiydi ama tek fark prezervatifim ipekti. 15 dk. sonra inleyerek ve sarsılarak boşaldı. ben daha boşalamamıştım, beni usulca içinden çıkarttı ve arkasını döndü, yalamanı istediğim bir deliğim daha var askım dedi. hayatımda ilk defa bir kadının arkasını yalıyordum, önceleri pek bir şey anlamadım ama ben yalayıp, dilledikce o gevşedi ve zevk çığlıkları atarak inlemeye başladı, artık ben de yaptığım işten zevk alıyor dilimi mümkün olduğunca derinlere sokuyor, onu zevkten kudurtuyordum. Sonunda dayanamadım ve bu sefer türbansız bir şekilde arka deliğine girdim. evet erkeğim becer beni karının hiç almadığı zevkleri ver bana diye bağırıyor, bir yandan da klitorisini okşuyordu. sonunda sarsıla sarsıla boşaldı. ben hala içinde gidip geliyordum, boşalmak üzereydim ki beni içinden çıkardı ve önünü dönerek benimkini güzel yüzüne doğru hızlı hızlı sıvazlamaya başladı. ben bir volkan gibi patladım, menilerimin bir kısmı dışarı çıkardığı diline, yüzüne ve bir kısmı da türbanına fışkırdı. tamamen boşaldığımı anladığında da türbanını cıkattı ve üzerindeki son damlaları da diliyle temizledi ve yuttu. o ana kadar görmediğim harika simsiyah saclarına bir öpücük kondurdum. harikaydın bir tanem dedim. Giyinip kapıya yöneldi, bana bir veda veda öpücüğü verdi ve karına söyle hicbirşey göründüğü gibi değildir dedi ve çıktı. Onunla bir daha görüşemedik, çünkü 15 gün sonra İstanbul taşındı, ama ben artık ne zaman bir türbanlı kadın görsem, onun da asu gibi olduğunu düşünüp tahrik oluyorum ve ister istemez onu arzuluyorum.