londradan misafirler – 3

27 Aralık 2021 0 Yazar: admin

londradan misafirler – 3
Durumdan kimse şikâyetçi değildi anlaşılan. Bende fazla endişe edilecek bir şey olmdığını düşündüm, ancak Nil’in sağı solu belli olmazdı; bir anda tersi döneebilir ve ortamı gerebilirdi. Bunun endişesiyle denizin dibinden yüzerek Nil’in yanında bittim ve su üzerine çıkarken arkasından beline dolandım. Ensesine sıcak bir öpücük kondurdum ve kulağına doğru eğilip ellerimi daha yukarı, memelerinin altına yükselttim. Alt kısımlarından sıkıca kavrayıp sıktım Bu onu ateşlemişti. Kalçalarını geriye doğru itip önümdeki sertliği hissetmeye çalıştı, ok yaydan çıkıyordu sanki. Önümdeki hızla diriliyor, Nil’in kalçalrının arasına yerleşmeye çalışıyordu. Bende Nil’in gözlerinin kapandığını ve inlediğini görünce bu anı fırsat belleyip kulağına fısıldadım.

-’’Canım karım bu eğlence bizim geleceğimiz için çok önemli, sakın oyunbozanlık etme, sonuna kadar gidelim. Bunu lütfen Nur’la da paylaş sonunda sizi fazlasıyla mutlu edeceğim inan’’

dediğim anda Nil birden gözlerini açtı ve bana doğru döndü.

-‘’Neee? Ne demek bu ?’’

daha sözünü bitirmesine fırsat bırakmadan dudaklarımı dudaklarına yapıştrdım ve sanki yarın yokmuşuz gibi öpüp emmeye başladım. Ellerimle bir ok gibi atılıp arkadan kalçalarını sıkmaya başlayınca Nil kendinden geçiverdi. Uzun ve derin öpüşmemizden diğerlerinin ıslıkları ve alkışları ile uyandık. Herkes heyecanlanmıştı, özellikle erkekler… Nur, üç erkeğin arasında kalmıştı. Elleri baldızın üzerinde geniş parseller halinde dolaşırken Nur tek eliyle sert bir ıslıkla bize tempo tutuyor ve diğer eliylede kendini savunmaya çalışıyordu. Ama ne yazıkki çaresizdi Deve güreşi esnasında kıyıya oldukca yaklaşmış olduğumuzdan vücutlarımızın büyük kısmı su üzerinde görünüyordu. Üç erkek çemberi oldukça daraltmış Mete de bu fırsattan istifade Nur’un dudaklarına yapışmıştı. Allan en az Mete kadar hızlı davranıp Nur’un geniş kalçalarının arkasına geçmiş ellerini beline dolayarak onu hızla kendine çekmişti. Zavalı John nasıl yapıp da araya griebileceğim diye çırpınırken ellerini yandan Nur’un memelerine uzatmış sıkıyordu. Baldızda Metenin derin öpücükleri, arkasındaki Allanın sert tahriki ve Johnun memeleri üzerindeki baskısı sonucu kendinden geçmişti. Biz bu manzara karşısında hayretler içinde kaldık ancak hemen toparlanıp kaldığımız yerden öpüşmeye devam ettik. Bir elim Nilin sağ memesini kavramış diğeride kalçaların arasına girmişti. Nil bacaklarını iyice açıp kendini geriıye vermiş arkadan bana amını sunuyordu. Parmağımla ayrılan dudakların arasına yerleştim, tangası iyice kenara kaymış amının dudaklarını fena halde sıkıştırmıştı. Bu beni rahatsız edince bir elimle kenarından tutup aşağı doğru sıyırdım bu küçük kumaş parçasını. Karımda bana vücudu ile yardımcı olup ayağıyla bir hamlede çıkarıverdi tangayı. Şimdi daha ateşliydik, daha cesurca hareket ediyorduk. Issız bir koy olduğundan kumsal boştu ve hemen arkasında ağaçlardan başka bir şey gözükmüyordu. Bu da bizim son derece rahat hareket etmemizi için uygun bir ortamdı.

Artık bende önümdeki şişliği serbest bırakmak istiyordum, hemen kurtuldum ayağımadki şorttan. Serbest kalan yarrağım suyun serinliğine rağmen sıcaklığından bir şey kaybetmemiş dimdik duruyordu. Nil sertliği hissedince sikimi amcığıyla birleştirmek için vücudunu biraz yükseltip bacaklarını açarak bana yardımcı oldu. Bende bu davete hemen cevap verdim, bir elimle sikimi kavrayıp Nilin amcığının içerisine yerleştirdim. Aman tanrım, suyun serinliğine rağmen karımın içi kor bir aleve benziyordu. Başı içeri girdikten sonra daha da ilerliyebilmek için Nili kaldırmam gerekti. Ellerimi baldırlarının arkasına doğru uztıp sıkıca kavradım, o da ayaklarını yerden keserek bacaklarını hızla belime doladı. Bu pozisyon gelişirken aletim önce karımın içerisinden dışarı çıkıp sonrada onun kendini öne vermesiyle hızla amcığının derinliklerine doğru daldı. Nil’in nefesi, içerisine doğru hızla giren yarrağımın etkisiyle kesilmişti. Sadece kısa bir çığlık atabildi gözleri kapalıydı, bende bunu fırsat bilip dudaklarımı dudaklarına bir vantuz gibi yapıştırdım. İkimizde derin bir zevk denizinin içerisinde yuvarlanıyorduk. Etrafımızdan çıkan sesler de kesilmişti, zaten duyacak halimiz de yoktu. Karım kalçalarını ileri ve geri hareket ettirerek içindekini daha iyi hissetmek istiyordu. Kollarınıda boynuma dolamış düşmemek için sıkı sıkıya yapışmışmıştı. Bende öpücüklerimi hızlandırmıştım ki Nil’in birden irkildiğini hissettim, dudaklarımı boynuna kaydırırken gözlerimi aralamıştım, tam karşımda Johnun masmavi gözlerini gördüm. Bir anda ikimizde irkilmiş ancak
bunu çabuk atlatıp birbirimize gülümsemiştik.

John biribirine kenetlenmiş olan diğer üçlünün arasına girememiş olacak ki şansını karımın arkasında denemeye karar vermişti. Nil’in derin derin iç geçirerek ileri geri kıvranırken kalçalarınında John tarafından sıkılıdığını farkettim. Bu onu bitiren hareketti. Her sevişmemizde kalçalarımı sık diye bağırır bundan korkunç zevk alırdı. John da farkında olmadan onu en çok ateşleyen bu hereketi yapmış aramıza katılma şansını yükseltmişti. Nil zevk içinde başını geriye doğru atmış, bedeni benden biraz uzaklaşmış ve memeleri ortaya çıkmıştı. John bunu fırsat bilip hemen yanımıza doğru kaydı ve dudaklarını fındık iriliğine ulaşmış meme ucuna gömdü. İnanılmaz bir şiddetle emiyordu. İki eliyle bir memesini sıkıyor, ucunu daha irileştirip ağzının içinde hapsediyordu. Derin derin emerek karımı mahvediyordu. Nil artık kendinden geçmiş kalçalarını bir öne bir geriye hızlı bir şekilde hareket ettiryordu. Kısa süre içinde orgazm çığlıkları gelmeye başlamıştı ve kollarını benim kafamın arkasından kurtarıp Johnun kafasını hızla memelerine bastırmıştı. John da iki memesinide kavramış uçlarını şişirerek bir sağ bir sol memesini emiyordu Nilin çırpınışları bir histeri krizine dönüştü ve bu benim için geri dönülmez nokta olmuştu. Kalçalarını hızla kendime çekerek sikimi karımın derinliklerine hapsedip tüm spermlerimi içerisine fışkırtmaya başladım. Altı ya da yedi kez fışkıran spermler, karımın içerisini doldurmuş ben hareket edince de dışarıya akmıştı. Etrafımızda birden byaz spermlerin yüzmeye başladığını gördük ve birlikte gülümsedik.

Ben Nil’i yere bıraktım, o da suyun altına bir kez dalip kendini tamamen ıslatmak istedi.
Suyun üzerine çıktığında hala her tarafından alevler çıkıyordu. Zavallı John da önünde erkeklği dimdik olmuş ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette bir bana bir karıma bakıyordu. Nil ve ben aynı anda kahkahyı bastık. Karıma

-“Zavallı adamı bu durumda bırakmayacaksın değilmi benim iyilik meleğim “diyince

-’’HMMMM. Seni şeytan seni, şimdi iyilik meleğide olduk, ha. İşine öyle geliyor tabii, ben sana bunları sonra ödetmesini bilirim… Ayy bununki de sünnetsiz ama birde bunu deneyelim bakalım ’’

Deyip müstehzi bir gülümseme ile karşılık verdi. Sonrasında John ve benim elimden tutarak üçümüz diz boyumuza gelen bir derinliğe ulaşıncaya kadar sahile yürüdük. Nil benimle yüzyüze bir pozisyonda bacaklarını açarak öne doğru eğildi, iyice araladığı kalçalarının arasından amını Johna sundu. Johnda daveti kabul ederek hemen karımın arkasına yerleşti. Artık patlamak üzere olan sikini iki eliyle sıvazlayıp, irileşmiş başını tam deliğin ağzına yerleştirdi. İleri doğru hızla abanınca 17 – 18 cm arası sandığım yarrağı tüm hışmıyla karımın içine doğru girmişti. Nil hiç beklemediği bu hamleyle sarsılmış öne doğru sendeleyerek düşmemek için bacaklarıma sarılmıştı. Kısa bir süre harektsiz kalıp içindeki yarrağın boyutlarına alıştıktan sonra kalçalarını yavaşça daireler çizerek oynatmaya başladı. Johnda ileri geri harereket etmeye başlayıp birlikte güzel bir ritm yakaladılar. Nil’de bu arada başını biraz daha eğerek benim ufalmaya başlayan sikimin tamamını ağzının içerisine hapsetti. Tanrım bu kadındaki ateşte neydi böyle. Nedir onu bu kadar azdıran, anlayamamaştım bir türlü. Acaba gizliden gizliye yabancı bir erkekle beraber olma duygusu vardı da benmi farkedememiştim. Bu tür duygular sanırım böyle şehvetli anlarda meydana çıkıyordu. John ve Nil hızlı bir ritmle birleşirken gözüm arkamızda gelişen sahneye takılmıştı.

Grubun diğer üçlüsüne. Acaba baldız ne haldeydi şimdi derken, resim tam olarak canlandı şehvetten buğulanmış gözlerimin önünde. Baldız Allan ve Metenin arasındaydı. Allan ve Mete ayakta Nuru aralarına almış benim deminki pozisyonda karımı askıya alarak becerdiğim gibi ikisi aynı anda beceriyorlardı baldızı. Allan önde Mete de arkasındaydı. Nur da zevk çığlıları atarak ikisinin arasında hızla kıvranıyor, içinde birleşen yarakların keyfini çıkarmaya çalışıyordu. Kâh kıvranıyor kâh sarkastik bir salınımla ileri geri hareket ediyordu. Aynı karım gibi başını arkaya attığında Allanda başını öne eğip dudaklarını o iri memelere yapıştırdı. Üçüde iniltiler ve homurtular arasında hızlanmış boşalmaları yaklaşmıştı sanırım eğer ikiside aynı anda vajinasına gimediyse ki bu ayakta imkansıza yakın bir olaydır, Mete baldızın göt deliğini genişletmeyi başarmış demekti. Nur buna alışmış olmalı ki yüzünde hiç bir acı ıfadesi olmadan sadce şehvet iniltileri çıkarıyor ve kısa çıglıklarla orgazmının tadına varıyordu. Önce Allan ve daha sonrda Mete gürültülü br şekilde baldızın ön ve arka deliklerine boşaldılar.
İkiside Nur’u aralarına hapsetmiş hareketsiz kalarak sıkıştırmış spermlerini son damlasına kadar kızın içerisine akıtıyorlardı. Nur zevkten adeta bayılacak hale gelmişti. Dakikalarca süren bu orgazm manzarası inanılmaz derecede şehvetli bir görüntü arzediyordu. Sonunda biribirlerinden ayrıldılar. Nur’u yer bıraktılar ve baldızı sırayla dudaklarından uzun uzun öptüler.
Baldızın bacaklarından aşağı spermler akıyordı. Her iki bacağının iç kenarından bir sperm çizgisi uzanıyordu. O ise bunlardan arınmak istiyordu. Önce elleriyle su alıp amının içini ve bacaklarından süzülen spermleri dikkatle temziledi. Göt deliği sıkı olduğundan içindeki spermler dışarı akmamış ama o bunlardan da kurtulmak istiyordu. Arkasını dönüp yere doğru iki büklüm eğildi ve hafifce domalarak kalçalarını araladı, sonra ıkınaraak göt deliğinden dışarı spermleri fışkırıttı. Tanrım bu manzarayı ancak internetteki porno sayfalarında görürdüm, şimdide canlı olarak karşımdaydı, baldızımın arkasından fışkıran sperm selini izliyordum. Nur’un sanki orada hiç kimse yokmuş gibi rahat davranması gerçekten inanılmazdı. İşini bitirdiğinde gülümseyerek

-‘’Ne bakıyorsunuz öyle bee… ‘’

diyip dilini çıkartarak bizimle dalga geçti. Manzara Allan ve Mete tarafından da ilgi ve hayretle izleniyordu. Sanırım onlarıda çok ateşlemişti bu olay çünkü ikiside elleri önlerinde yumuşamaya başlayan organlarını canlandırmak için uğraşıyorlardı.

Bu arada John karımın kalçalarını iki yanından sıkıca kavramış kendine doğru çekiyor, hareketlerini gitikçe hızlandırıyordu. Galiba artık boşalmak üzereydi. Son hamlede karımın poposunu kendine öyle bir yapıştırdı ki, ayrılmaları imkânsız sanırdınız. Adam haykırarak karımın içerisine boşalmaya başladı, Nil’de gözlerini kapatmış içine akan bu kızgın lavları derinliklerinde hissedibilmek için kendini iyice geriye vermişti. Ağzında hala benim yarrağım vardı ve adeta çiğniyordu. Bir kaç dakika içinde hepimiz sakinleşmiş ve tekneye geri dönmüştük. Yorgunluktan bitab düşmüş teknenin güvertesindeki geniş minderlere serilmiştik. Üzerimizdeki tentenin gölgesinde derin bir uykuya dalmıştık. Uyandığımızda akşama yakın bir saat olmuştu. Birer birer gerinip kendimize gelmek için sırayla duşun altına geçtik. Hemen kurulanıp akşamın serinliğinde üşütmemek için üzerimize bir şeyler giydik. Artık akşama ait planlar yapma vakti gelmişti. Harika bir gün geçirmiş inanılmaz rahatlamıştık hepimiz. John ve Allan kayıtsız şartsız tamamen elimizdeydi. Bu firma değil başka biriyle çaılşmak nerdeyse tüm işlerini bize devredebilecek duruma gelmişti adeta. Bunu şimdiden muhteşem bir zafer olarak algılıyordum içimden. Tabiiki başrolüde karıma vermiştim bu zaferin kazanılmasında. Beni inanılmaz derecede şaşırtmış fakat o derece de mutlu etmişti bu şeytanca oyuna katılarak. Bakalım devamı nasıl gelecekti gecenin. Mete bizi son sürat tekrar Ataköy Marinaya bıraktığında limuziın bizi bekliyordu. Mete ile sırayla vedalaştık, fakat Nur’la vedalaşmaları biraz uzun sürdü tabiiki.Sanırım bu da normaldi.Dördümüz arabanın içerisinde hızla yola koyulduğumuzda gece için kafamızdan bir plan yapmamıştık.Ama sanırım hızımızı alamamış ve denizde başlayan bu heyecan fırtınasıını karada da devam ettirmek istiyorduk……

(hikaye tamamen kurgusal, gerçekle bir alakası yoktur)