Hem Pişmanım Hem Değilim!

11 Ocak 2021 0 Yazar: admin

Annika Albrite

Hem Pişmanım Hem Değilim!
Hem Pişmanım Hem Değilim!

Merhabalar ben Ahu, 25 yaşındayım. 7 yıllık evli ve bir çocuk annesiyim. Ev hanımıyım. Giyim üzerine mağazamız var, ben de arada bir gider yardım ederim. Yaşadığımız yer İzmir’in küçük bir ilçesi olduğu ve ben de bir esnafın karısı olduğum için giyimime ve hareketlerinme dikkat ederim. Normalde kızken sexy giyinmeyi çok severdim, ama küçük bir şehirde olduğumuz için yapmıyordum artık bunu. Kocamla çok mutluydum, taki bundan iki ay öncesine kadar…

Bundan iki ay kadar önce bizim mağazada çalışan Sevcan evleneceği için işten çıkmıştı. Sevcan mağazamızda senelerdir çalışıyordu, ama evlendikten sonra kocası çalışmasını istemedi. Sevcan benden 4 yaş küçüktü, ama gerçekten iyi bir dosttu benim için, birbirimizin herşeyini bilirdik. Kocam, Sevcan’ın yerine yeni bir eleman almıştı, Hacer isminde. Kadın dul bir bayan olduğu için işe çok ihtiyacı varmış…

O gün sabah evde oturuyordum. Cep telefonumu kurcalarken telefonum bozuldu. Çocuğumu yan komşum, annem kadar sevdiğim ve güvendiğim Emine teyzeye bırakıp, telefonu yaptırması için kocama vermek için mağazaya gittim. Mağazaya girdiğimde kasiyer kız kasadaydı. Beni görünce ayağa kalktı, “Hoşgeldin abla!” dedi. Kocamı sorduğumda, “Depoda yazlıkları hazırlıyorlar abla, haber vereyim mi?” dedi. “Yok canım, ben inerim!” dedim. Mağazamız üç katlıydı, en alt katı depo olarak kullanıyorduk. Alt kata indim, oradan depoya inerken merdivenlere sesler geliyordu. Sevişme sesiydi. Şok oldum. Yavaşça indim, kolilerin arasında kocamı Hacer’le öpüşürken ve elleşirken gördüm. Hacer, “Burda olmaz, yakalanırız, akşam nasıl olsa bana geleceksin, çok mu azdın?” dediğinde, ben beynimden vurulmuşa döndüm.

Ne yapacağımı şaşırdım. Ortaya çıkıp onları rezil edecek cesareti bulamadım kendimde. Zaten karakterimden dolayı sorunları hep örtbas ederim, hep alttan alırım, yokuşa sürmem. Ama bu alttan alınacak bir şey miydi, ikisi de yarı çıplak sevisiyorlardı. Kocam, “Seni bu akşam öyle bir sikecem ki Hacer, nutkun tutulacak!” dedi. Hacer ise, “Ya karın ne olacak? Sabaha kadar kalacak mısın gerçekten yanımda?” dedi. Kocam, “Evet, kalacam!” dedi. Hacer, “Karın zaten benim kadar mutlu edemez ki seni canım!” dedi. Ne kadar kaliteli bir orospu olduğu konuşmalarından belliydi.

Şoktan kurtulmuştum, ama konuşmalarını dinlemeye dayanamıyordum. Hemen üst kata çıktım ve kendimi biraz daha toparladım. Onları görmemişim gibi yapacaktım mecburen. Üst kattan depoya doğru yaklaşıp kocama seslendim, biraz bekledim, orada elbiselere bakıyormuş gibi yaptım. Az sonra kocam geldi, suratı kıpkırmızıydı. “Buyur aşkım, hoşgeldin, hayırdır, yukarı çıkalım!” dedi. Ben de o yerden uzaklaşmak için yukarı doğru çıktım. “Telefonum bozuldu!” dedim. “O kolay aşkım, yaptırtırız, olmazsa yenisini alırız, senden kıymetli mi!” dedi. Yalancı pislik birde bana ilgili koca ayağı yapıyordu. Hemen telefonu verip çıktım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eve doğru hızlı adımlarla ilerledim, binaya girdim, eve girip hüngür hüngür ağladım.

Yarım saat sonra yan komşum Emine teyzeye bıraktığım oğlumu almaya gittim. Kapıyı Emine teyzenin oğlu Ömer açtı, “Hoşgeldin Ahu, buyur gel içeri!” dedi. “Yok girmeyim, oğlumu almaya geldim!” dedim. Ömer de, “Oynuyorlar, çocukları bölme istersen?” dedi. Ömer’in oğlu benim oğlumla aynı yaşatalar, ikisi de 5 yaşında. Ömer’in karısı doğumdan sonra öldü ve Emine teyze büyüttü çocuğu. Ömer de karısı ölünce evlenmedi, annesiyle yaşamaya başladı.

İçeri girdim. Ömer hemen salona buyur etti, “Annem de kahvaltı hazırlıyor, gel otur!” dedi. Geçtim oturdum. “Hayırdır Ahu, moralin bozuk, gözlerin kıpkırmızı olmuş?” dedi. Ben de, “Yok bir şey, biraz rahatsızım…” dedim. O sırada Emine teyze geldi. Yedik içtik falan, öğlene doğru oğlumu alıp eve gittim. Oğlumu uyuttum. Delirecek gibi oldum, düşünmekten kafayı yiyecektim. Ama göz yummuştum, kendime çok kızıyordum…

Öğle sonu kapı çaldı. Açtım, bizim mağazadaki kasiyer kız, “Telefonunu getirdim abla!” dedi. Teşekkür ettim, “İçeri gel, birşeyler içelim!” dedim. “Dükkanda iş çok abla!” dedi ve gitti. Muhtemelen kocamla Hacer yine dükkanda sevişiyorlardı. Kafam iyice bozulmuştu, kocamı aradım. Telefonu açmadı. 15 beş dakika sonra o beni aradı, “Aşkım depodaydım duymadım, söyle canım, bir şey mi var?” gibi laflar ediyor beni kendinden tamamen tiskindiriyordu. “Yok birşey, telefonumu yaptırmışsın, sağol demek için aradım!” dedim. “Önemli değil aşkım!” filan diyor, resmen midemi bulandırıyordu. Tam kapatacağımda, “Aslında ben de seni arayacaktım, gece malzeme almaya gideceğim, yeni kodlar filan varmış İstanbul’da, eve uğramadan dükkanı kapatıp gideceğim. İstanbul’dan istediğin birşey var mı?” dedi. “Yok!” diyebildim. Gece Hacer’le beraber olacaklardı, zaten biliyordum, ama ne yapabilirdim ki?

Akşam olmak üzereydi. Çok kızıyordum, hem kendime, hem kocama, ama boşanmak istemiyordum, ortada oğlum vardı. En sonunda ben de kocamın bana yaptığının aynısını yapmaya karar verdim. Bunu çok düşündüm, önce kendime yakıştıramadım, ama içim soğumuyordu. Kesinlikle ben de kocamı aldatacaktım, hemde en kısa sürede. Ama kiminle diye düşünürken aklıma Ömer geldi. Ömer uzun süredir dul bir erkekti. Yakışıklı, uzun boylu ve çekici biriydi. Şu ana kadar ben Ömer’e hiç o gözle bakmamıştım…

Bizim balkonla onların balkon yanyanaydı. Birkaç kez ben temizlik yaparken beni süzdüğünü görmüştüm. Annesi Emine teyze onu evlendirmek için çok çalıştı, ama o evlenmek istemedi. Emine teyze sürekli başka kadınlarla beraber olduğunu söylüyordu, “Bir gün başını belaya sokacak!” diyordu. Bir keresinde Ömer annesiyle bizim mağazaya gelmişti. Ömer lise dönemlerinde bizim eski eleman Sevcan ile çıkmıştı. Sevcan da bana, “Ömer doyumsuz bir erkek!” diye bahsetmişti. Yani kadın dedikodularına göre Ömer’i az çok biliyordum. Ve bu düşünceyle kendimi Ömer’e siktirmeye karar verdim. Ancak böyle bir intikamla içim soğuyacaktı. Plan kurdum. Sabah konuşurken iki gün izinli olduğunu söylemişti. Evde olması muhtemeldi, oğluna çok düşkündü.

Hava artık kararmıştı. Banyoya girip, her tarafımı kaymak gibi yaptım, yıkandım. Yatak odama girdim, dolapta ince bir siyah altlı üstlü pijama takımım vardı, onları çıkarttım ve kırmızı bir tanga çıkarttım. Soyundum, tangayı giydim, sutyen takmadım, büyük göğüslerim üzerine pijama takımını giydim. Aynaya baktığımda hafif göbeğim haricinde çok sexy görünüyordum. Büyük göğüslerim pijamadan fırlayacak gibiydi, kalçalarım da oldukça sexy görünüyordu.

Hemen Ömer’lerin balkonunu gören balkona çıktım. En üst katta olduğumuz için beni sadece Ömer görebilirdi, onun için rahattım. Balkonun ışığını yaktım ve Ömer’i bekledim. Ömer genelde balkonda çok vakit geçirirdi. Ben bazen uzerim müsait değilse çıkmadan önce Ömer’i kontrol ederdim balkonda mı diye. Ama şimdi çıksın diye bekliyordum. Biraz oturdum, gelen giden yoktu. Mutfağa gittim ve kendime soğuk bir kola aldım. Geri balkona çıktım, kola içip etrafı seyrediyordum. O sırada oğlum uyandı ve onu da mecburen yanıma aldım. Balkonda oğlumla oturuyorduk. Biraz sonra Ömer balkona çıktı, ama dalgındı, bizi farketmedi. Bir sigara yakıp oturduktan sonra gördü bizi, selam verdi. Oğlum kucağımda oturduğu için benim kıyafetimin farkında değildi…

Ömer’e annesini sordum. “Biraz başı ağrıyordu, yatıyor şimdi, benim oğlan da bilgisayarda oyun oynuyor!” dedi. Balkonlarımız çok yakındı, bilgisayar lafını duyunca benim oğlan, “Ben de oyun oynayacağım anne, bilgisayarı aç bana!” diyerek kucağımdan fırladı. Ömer o sırada ışığın da yansımasıyla belli olan göğüslerimi fark etti. Gözlerinin büyüdüğünü ve göğüslerime baktığını fark ettim. İçerden oğlum, “Annne hadi!” diye bağırınca kalktım, kalçalarımı sallaya sallaya girdim içeri. Bir heyecan basmıştı beni, artık Ömer fark etmişti beni.

Oğluma bilgisayarı açtım ve tekrar balkona gittim. Ömer aç bir Kurt gibi beni bekliyordu. Onu ne kadar azdırdığımı balkona dönünce daha iyi anladım, gözleri parlıyordu. Oturduğumda hemen kocamı sordu. “İstanbul’a gidecek bu gece!” dedim. Ömer benle konuşurken göğüslerimi de izleyip duruyordu. Ben de göğüslerime yiyecekmiş gibi baktığının farkında değilmişim gibi onunla muhabbete devam ediyordum. “Emine teyze uyuyorsa oğlanı da al gel, çay kahve içelim, çocuklar birlikte oynar!” dedim. Nasıl bir anda değişmiştim, resmen Ömer’e kur yapıyordum. Ömer, “Tamam geliriz birazdan!” dedi.

Ömer çok rahattı zaten, on dakika sonra geldiler. Oğlu direkt oğlumun odasına gitti, ben de Ömer’i oturma odasına buyur ettim ve çaya bakmak için mutfağa gittim. Üzerimdeki giysiler aynıydı ve Ömer gerçekten bana şehvetle bakıyordu. Çaya baktıktan sonra içeri yanına gittim. Sohbet muhabbet derken çay demlenmişti. Çocuklara da meyve suyu götürüp verdim, onlar oğlumun odasında bilgisayarla meşgullerdi, zaten sürekli beraber oynarlardı. Kapıyı çektim, çay tepsisini alıp Ömer’in yanına gittim.

Çay ikram ederken göğüslerimi görmesini sağlıyordum. Ömer çayını aldı, kendi çayımı sehpaya koyarken arkamı döndüm, hafif eğilerek sırtımın açılıp tangamı görmesini sağladım. Ömer terlemişti, bir eliylede kalkık sikini saklamaya çalışıyordu. Fark ettiğimi anlayınca yüzü kıpkırmızı oldu. “Hayırdır Ömer, kızardın?” dedim. Ömer çayı bıraktı, yanıma geldi ve direk dudaklarıma yapıştı. Onu ittim ve “Ne yapıyorsun? Çocuklar içeride!” dedim. Ömer beni bıraktı ve “Allah aşkına Ahu, beni delirtmek mi istiyorsun?” dedi. Ben de, “Tamam da şimdi olmaz! Gece bana gel!” dedim. Ona saat kaçta geleceğini söyledim ve evin anahtarını verdim. Çayları içtik. Ömer sabırsızlanıyordu, oğlunu alıp gitti.

Oğlumu uyuttum, sonra hemen hazırlandım, Ömer direkt yatak odama gelecekti. En sexy iç çamaşırlarımı giyip, parfüm sıktım, yatağa uzandım. Kocam Hacer’le defalarca sikişmiştir bu saate kadar diye düşünüyordum ve ben de artık sikicimi bekliyordum. Derken dış kapının açılma sesi geldi. Heyecan basmıştı beni. Ömer yatak odasına girdiğinde kalbim güm güm atıyordu. Hiç konuşmadan üzerindekileri bir çırpıda çıkarıp, boxerle yatağa yanıma geldi. Ne olur ne olmaz diye kalktım ve kapıyı kilitledim. Ömer yatağa uzanmıştı, yarağı boxeri patlatacak gibiydi. Elimden sertçe tutup kucağına aldı beni ve ateşli bir şekilde öpmeye başladı. Heyecandan titriyordum…

Birazdan ben de onun ritmini yakalamıştım. Artık o orospu Hacer’den bir farkım yoktu, ilk defa kocamı aldatıyor ve bunu zevkle yapıyordum. Ömer her yerimden öpmeye ve yalamaya başladı. Sutyenimi çıkarttı, beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı, boynumdan aşağıya doğru öpe yalaya indi ve dişleriyle tangamı çıkardı. Gerçekten çok iyi sevişiyordu. Amımı yalamaya başlayınca inlemelerim de başlamıştı. Kocam benim amımı yalamazdı, resmen ilk defa amım yalanıyordu. İnlemelerim hızlanmmış, ateşim tavan yapmıştı…

Amımı biraz daha yaladıktan sonra beni kaldırdı ve kendisi yatağa oturup, yarağını yalamamı istedi. Çekindiğimi anlayınca, “Hadi ama Ahu, bekletme onu!” dedi. İlk defa yapacaktım. Boxerini indirdim. Ömer’in yarağı ile karşı karşıya kaldığımda resmen mest olmuştum. Büyük ve kalın bir yaraktı. Elimle kavrarken zorlanıyordum. Ağzıma aldım, yalamaya başladım. Ömer güldü ve “Acemi olduğun çok belli!” dedi. Ben de biraz gaza gelip daha iyi yalamaya başladım. Emiyor ve acıtmadan dişliyordum. Ağzıma zor alıyordum…

Daha sonra beni ayağa kaldırdı, kucağına alıp yatağa attı. Yarağını amıma dayadı. Resmen titriyordum. Biraz sokmayı denedi, zorlandı. Yarağının başını tükürükleyip tekrar dayadı. Sert bir hareketle içime girdi. Büyük bir çığlık atmıştım, içim dolmuştu. Gidip gelmeye başlayınca çığlıklarım duyulmasın diye yastığı ısırmaya başladım. Ömer çok sert sikiyordu beni ve her tarafımı emiyordu. Acıdan Ömer’in sırtını tırnaklıyor, “Yavaş yap!” diyordum, kendimi kasıyordum. Ama nafile, faydası yoktu. Ben yalvardığımda Ömer temelli hızlanıyordu. Artık gözlerim dolmuştu, hem zevk hem acı içinde, Ömer’in altında deli gibi kıvranıyordum. Tam iki kere orgazm oldum. Artık o da boşalsın diye dua ediyor, “Yeter artık Ömer lütfen!” diyordum. O ise sadece hunharca beni sikiyor, nerem denk gelirse emiyordu. Derken Ömer, “Boşalacağım!” dedi ve içimden çıktı, üzerime boşaldı.

Amım resmen yanıyordu. Ömer sırt üstü devrildi. Ben de yatakodamdaki banyoya gittim, ama yataktan kalkarken çok zorlandım. Suyu açıp altına girdim. Kendimi temizliyordum ki, Ömer geldi ve bana arkadan yapıştı. “Yeter Ömer, lütfen bu kadar yeter!” dedim ama dinlemedi. Tekrar sevişmeye başladık suyun altında. Ona karşı koyamıyordum. Eğildi, beni yasladı ve amımı yalamaya başladı. Hem yalıyor hemde acıtmadan amımın dudaklarını dişliyordu. Biraz yaladıktan sonra beni kucağına alıp yatakodama götürdü ve yatağın üzerine attı. Yine üzerime çıktı ve deli gibi yalayıp öpmeye başladı…

Sonra yine içime girdi, ama alırken halen zorlanıyordum. Hızlı ve sert bir şekilde sikmeye başladı. Bu sefer ağzıma havluyu almıştım. Beni kucağına alıp ayağa kalktı, duvara dayadı ve sikmeye devam etti. Göğüslerimi koparacak gibi somuruydu. Kucağında iki büklümdüm, beni parçalıyordu. Derken yine yatağa attı beni ve sikmeye devam etti. Ben defalarca orgazm olmuştum, ama Ömer boşalmak nedir bilmiyordu. Artık bitmiştim, ama müthiş bir zevkti, müthiş sikiliyordum…

Sonunda Ömer içimden çıktı ve inleye inleye suratıma boşaldı. Suratımın her tarafı döl olmuştu. Temizlenmek için banyoya gittim. Her tarafım mosmordu. Yüzümü temizlerken aklıma Sevcan geldi, Ömer hakkında ‘Doyumsuz!’ derken ne demek istediğini şimdi anlıyordum. Sevcan bana söylemedi, ama kesinlikle Ömer’le yatmış olmalıydı…

Ömer yine yarağı kalkık halde banyoya girince, “Lütfen Ömer yeter bu kadar!” dedim. Ömer güldü, “Tamam tamam, ama en azından birlikte yıkanalım!” dedi. Yıkanırken de rahat durmuyordu, azıcık yüz bulsa yine sikecekti. Halim kalmamıştı, yüz vermedim. Yıkanıp çıktık. Saat gecenin dördü olmuştu. Artık yorgunluktan ölecektim.

Ömer üzerini giyinirken, neden kendisiyle sikiştiğimi sordu. Ben de herşeyi anlattım. Ömer biraz şaşırmıştı, “Ben de benden hoşlandın sanmıştım! Neyse, artık ben gideyim!” dedi. Anahtarı verdi. Makyaj masamın üzerine telefonunu koymuş, “Sikişmemizi kaydettim, yanlış anlama…!” dedi. Fazla aldırmadım, yorgundum, sadece uyumak istiyordum. Dudağımdan öptü, “Aşkım görüşüruz!” dedi ve sessizce gitti.

Uyandığımda öğlen olmuştu ve üzerimden kamyon geçmiş gibiydim. Ama gece olanlar için hiç pişman değildim. Kalktım, üzerimi giyinip, kahvaltı hazırlamaya mutfağa gittim. Amım halen sızlıyordu, yürürken zorlanıyordum.

Öğleden sonra kocamın eve gelmesine şaşırmıştım. Gözleri kıpkırmızydı, elinde bir demet çiçek vardı. “Hayırdır, sen İstanbul’da değil miydin?” diye sordum. “Hayır aşkım, otur herşeyi anlatacam sana! Dün gece bizim yeni eleman Hacer’in evindeydim. Beni baştan çıkardı, seni aldatacaktım, ama son anda seni ne kadar sevdiğimi anladım ve vazgeçtim. Lütfen aşkım kızma bana, yemin ederim aşkım onunla cinsel ilişkiye girmedim, çok pişmanım, işten çıkarttım onu!” dediğinde gözlerim doldu, hüngür hüngür ağladım. Kocamdan intikam alacağım diye dün gece Ömer’le sikişmiştim. Şimdi hem pişmandım, hem değildim. Kocama kendisini affettiğimi söyledim, çok sevindi. Tabii Ömer’le sikiştiğimi anlatmadım.

Kocam tekrar mağazaya gidince Ömer aradı beni ve “Seni özledim aşkım!” dedi. “Ben de seni!” dedim. Kocam beni ister aldatsın, ister aldatmasın, Ömer’in yarağının müptelası olmuştum. 🙂

[Ahu]