Evlilik Yıl Dönümü (%100 Orjinal)

30 Temmuz 2020 0 Yazar: admin

Toys

Evlilik Yıl Dönümü (%100 Orjinal)

Başımdan geçen bu olayı birileriyle paylaşıp paylaşmama konusunda çok çelişkiler yaşadım, ama bunu yaşam tarzına dönüştürmüş çiftlerin olması yaşananları anlatmam için beni biraz cesaretlendirdi. Ama ondan da önemlisi kimseyle paylaşamadığım bu sırrın ağırlığını hafifletmek istememdir.
Eşim sıradan bir Türk ev hanımı, bizim milli hanım tipimiz olan orta boy, dolgun göğüs, dolgun kalça, beyaz ten yani balık eti bir kadın. Ama yatakta oldukça maharetli, övünmek gibi olmasın bildiklerini ben öğrettim. İlk erkeğiydim, kapalı bir çevreden geliyordu, kız meslek lisesinde okumuştu kısaca ilkleri benle yaşadı.
Fazla uzatmadan konuya geçmek istiyorum. Yaşadıklarımız evliliğimizin dördüncü yıl dönümünde gerçekleşti. Ben 26 yaşındaydım, eşim 25 yaşında idi. Evlilikk yıl dönümüne bir hafta kala eşim bana s..ks yasağı uygulamaya başladı. Yıl dönümünün özel olmasını istediğini ve bana sürprizleri olduğunu söylüyordu. Yıl dönümü için aldığı siyah dantelli iç çamaşırı takımını gösterince bile ona oracıkta sahip olmak istedim ama çok ısrar edince bu oyuna ben de dahil oldum. Çok fazla yorucu bir işim yok, Ankara Ulus’ta küçük bir dükkanımız var, sabahtan akşama oturuyorum desem yeri. Böyle olunca da yorulmuyor insan ve s..ks performansı her zaman yüksek oluyor. Gün aşırı s..ks yapan benim için bu bir hafta uzun geçecekti ama dayanacaktım, oyun kurallarına göre oynanacaktı.
Derken zor da olsa bir hafta geçmiş, o günün sabahında sabırlıkla evden çıkmış ve dükkanda saatlerin geçmesini beklemiştim. Tüm gün eşimi o iç çamaşırı takımyla hayal edip sertleşip durmuştum. Neredeyse dokunsam boşalacak haldeydim. Neyseki dükkanı kapatma vakti gelmişti. Elemanımla hızlıca dükkanı kapattık. Koşar adımlarla otobüs durağına doğru ilerliyor akşam için hayaller kuruyordum. Malum eşim bu gece için bir haftadır hazırlanıyordu. Sonunda durağa yaklaştım karşıya geçmek için yola adım attığımda acı bir fren sesi duydum sonra da sol bacağımda büyük bir sızlama, yere düştüm kafam asfalta çarptı. Ama ben iyiydim. Şehir içi olduğu için araç çok hızlı değildi ama çevremde toplananlar kalkmama izin vermedi. Aracı kullanan bayan özür dileyip ağlayıp sızlıyordu. Ama kadına kızamıyordum suç bendeydi. 10 – 15 dakika içerisinde ambulans geldi. Dışkapı Hastanesine kaldırdılar. Filmler kontroller derken bir şey çıkmadı, eve gideceğim için sevinçliydim. Birkaç sıyrığa pansuman yapıldı, tam kalkıp gidecekken doktor geldi “kata çıkarın beyin kanaması riski için bir gece gözetim altında kalacak” dedi. Ne kadar yalvarsam da beni bırakmadılar.
Üzülmesin diye eşime haber vermemiştim odaya gidince aradım. Çok panik yaptı, ama sakinleşirip olanları ve durumu anlattım. Geceyi burada geçireceğimi bana rahat bir şeyler getirmesini istedim. “Hemen geliyorum.” deyip telefonu kapattı. Bu arada yanımdaki amca “geçmiş olsun” dedi. Tanıştık Ahmet Amca 55 yaşında, eşini üç yıl önce kaybetmiş sevimli hoş muhabbet bir beydi. Apandist amaliyatı olmuş ve ertesi gün taburcu olacaktı. Yanında kızı ve küçük torunu vardı. Kızı eşinin işten gelme saatinin geldiğini ve babasının durumun iyi olduğunu söyleyerek evine gitmek için ayrıldı. Zaten çocukla kalabileceği bir yer de yoktu. Yatakların yanlarında birer koltuk vardı sadece. Benim yatağım duvarın dibinde, yatağımın yanında bir koltuk onun yanında Ahmet amcanın yatağı pencere önünde bir koltuk ayak ucumuzda da dolaplar ve televizyon vardı. Ben kendi kendime kızarken kapıdan içeriye eşim girdi.
Giriş ama ne giriş, askılı dizinin dört parmak üstünde biten siyah bir elbise, saçlar ve makyaj tam, ince topuklu ayakkabılar… Eşim yanıma gelene dek ben sertleşmiş ve gzlemek için yan dönmüştüm bile… Eşim yatağın üzerine eğilip bana sarıldığında burnuma gelen parfümün kokusuyla daha da ateşlenmiştim. Bu arada Ahmet amcanın da manzaranın keyfini süreceği aklıma geldi ve eşimi uyardım. Hemen yanımdaki koltuğa oturdu, neler hissettiğini, nasıl geldiğini falan anlatıyordu ama ben sadece bacaklarına bakıyordum. Derken kendime geldim. Eşofmanlarımı istedim, getirdiği çantadan çıkardı. Bana verirken “bu ne hal?” diye sordum. Gece için hazırlandığını ve telefon edince apar topar evden çıktığını söyledi. “Çok güzel olduğunu söyledim” cilveli bir şekilde güldü. Üzerimi değişmek için kalkıp tuvalete gidecektim ki Ahmet Amca “otur evlat, hem ben az koridora çıkayım hem de sen rahat rahat üstünü değiş” deyip odadan çıktı. Kan lekesi olmuş kotumu ve gömleğimi çıkarmış eşimin karşısında boxerımla kalmıştım. Sertleştiğimi gören eşim bu ne hal dedi Senin eserin dedim, gülüştük. Eşofman altı ve t-shirtü giyip yatağa uzandım ayağa kaldığımda bacağım ağrıyordu. Eşime bu gece hastanede kalacağımız haberini verdiğimde “sen iyisin ya gerisi önemli değil” dedi. Onun bu halini seviyordum, her şeyini önüne beni koyması grurumu acayip okşuyordu. Ama ben iyi değilim dedim. Neyin var hayırdır deyip ellerini elimin üstüne koydu. Elini tutup organımın üstüne koydum. Üzülme sözüm söz bakarız bir çaresine dedi.

Ahmet Amca odaya dönünce, eşim refakatçi işlemleri için dışarıya çıkmıştı. Çıkarken kalçalarının hareketi büyüleyiciydi ve bu büyüye kapılan sadece benim olamadığımı Ahmet Amcanın “ kıymetini bil evlat, yalnızlık çok zor” demesiyle anladım. “öyledir” diyebildim sadece. 5 dakika sonra eşim döndü, başta izin vermediklerini, biraz ısrar etmesi gerektiğini falan anlattı. Yemekler geldi. Eşimin o güzel yemekleri evde beklerken bu yağsız tuzsuz yemekleri yemek canımı sıkmıştı ama esas olan yatak odamda olamamanın verdiği sıkıntıydı. Yemekleri yedik, eşim bize çay getirdi beraber içtik. Derken saat ilerlemişti.Ahmet Amca “kusura bakmazsanız ben artık yatacağım, ışığı kapatmanın bir sakıncası var mı?” diye sordu. Bu benim beklediğim andı “yok Ahmet Amca” dedim. Işığı kapattı ama içerisi benim istediğim karanlıkta olmamıştı. Kapının üstündeki pencereden gelen koridorun ışığı içerisini az da gösterecek şekilde aydınlatıyordu. Saat 01.00 olmuştu eşim başını göğsüme koymuş sessizce sohbet ediyorduk. Baksana Ahmet Amca uyumuş mu dedi. Gözlerini pek seçemiyordum ama nefes alış verişi uyuyora benziyordu. “Galiba uyuyor “ dedim. Eşim önce yavaşça dudaklarıma yapıştı. Sonra örtünün altında elini s..kime attı. Eşofmanın üstünden okşuyordu. Sonra elimin parmaklarını alıp emmeye başladı. Bir yandan Ahmet Amcayı kontrol ediyor, bir yandan da anın keyfini sürüyordum. Sonra yavaşça eşofmanımı indirmesine yardımcı oldum. Avcunu tükürükleyip sıvazlamaya başladığında zevk sularım da gelmeye başlamıştı. Ama bir haftadır beklediğim boşalmanın bu şekilde olmasını istemiyordum. Bunu eşime söylediğimde “aşkım ne yapabilirim elin adamının yanında” diye cevap verdi. “Adam uyuyor hiç yoktan ağzınla boşalt” dedim. İstemeye istemeye kalktı. Oral seksi ona nişanlıyken öğretmiştim ve cahilliğinden de faylanıp dışarı boşalırsam bel soğukluğu diye bir hastalık var ona yakalanabilirim diye kandırmıştım. O gün bu gündür hep ağzına boşaltır beni ve spermlerimi havasına göre bazen yutar bazen de tükürür. Her sevişmemizde mutlaka 15 – 20 dakika oral yapardık. Anlayacağınız artık işin iyice uzmanıydı. “sen adama bak” deyip ayağa kalktı, örtüyü az kenara itip benimkini ağzına almaya başladı. Bir hafatanın verdiği açlıkla zevkten bulutların arasına çıkmış. Bu sıcacık ağızın organıma ve toplarıma yaptığı muamelenin keyfini sürüyordum. Gözlerimi kapatmış zevkten uçarken eşim bir ara “yapma” dedi. Ama ben ne yaptığımı bilmiyordum ki. Aldığım zevkten olsa gerek fazla da üstünde durmadım.
Eşim organımı yalarken kısık kısık nefes alıp verdiğini hissettim. Heralde kendini okşuyor dedim, ne de olsa bir haftadır o da s..ks yapmıyordu. Bir ara organımı gırtlağına doğru iterek “ıhh” diye bir ses çıkardı. Aklıma hemen Ahmet Amca gelmişti, onu tamamen unutup kendi zevkime dalmıştım. Dikkatlice baktığımda bir kolunun yatağında eşimin kalçasına doğru uzandığını farkettim. Eşimdeki değişikliğin sebebi bu el ve yaptıklarıydı. Büyük ihtimalle de parmakları eşimin kadınlığının içindeydi. Eşim ise o parmakların bana ait olduğunu sanarak kısık kısık inliyordu. İkilemde kalmıştım bu olanlar benim ihmalim yüzündendi. Ya rezalet çıkaracaktım ya da boşalana dek idare edecektim. İkinci yolu seçerek büyük bir hata yaptım. Ama eşimin de suçu vardı beni bu kadar bekletmeyecekti. İşte o an Ahmet Amcayla göz göze geldik. Ben yastığa başımı geri koyup gözlerimi kapayınca Ahmet Amca mesajı almıştı, zaten ne yapabilirdi bir iki eller bırakırdı. Bu da benim ona hediyem olsun adam ne zamandır görmemiştir diye düşünüyordum. Tam o anda eşim s..kimi sertçe ısırdı. Gözümü açtığımda sadece eşim değil ben de şoktaydım. Ahmet Amca eşimin arkasına geçmiş git gele başlamıştı bile. Eşimle göz göze geldik. Yapacak bir şey yoktu. Olan olmuştu. Gözlerimi kapayıp başımı yastığa koyduğumda elimle de s..kimi eşimin ağzına soktum. Eşim de kaderine razı olarak daha şiddetli bir biçimde emmeye koyuldu. Bu arada eşim boşalmaya başladı, Ahmet Amca da eşimin kalçalarına boşaldı. Ahmet Amca “gençler ben bir sigara içip geleceğim, siz rahatınıza bakın deyip odadan çıktı. Eşim hiçbir şey demedi, ama daha doymamıştı bu halini biliyordum, s..kimi ağzından çıkarıp “aşkım s..kini ….mıma sok” dedi. Ben de ticaretle uğraştığım için krizi fırsata çevirmeyi iyi bilirim. “Ben s..kimi elin adamının s..ktiği ..ma sokmam” dedim. Eşim korkmuş ve kendini suçlu hissetmeye başlamıştı. Üstüne gitmeye devam ettim “İstemesen yaptırmazdın, sen istediğin için bunlar” dedim. Sus pus bekliyordu. ”Sanırım artık birlikte olamayız, boşanalım” dedim. Eşim ağlamaya başladı, kendini affettirmeye çalışıyor ne istersem yapacağını söylüyordu. “Ne istersem mi ?” diye sordum. “”Evet” dedi, “seni g..tünden s..keceğim o zaman” dedim.
O zamana kadar tüm ısrarlarıma rağmen eşim analı hem günah hem de acır diye hep reddediyor, vadettiğim hiçbir şeyi kabul etmiyordu. Ama artık çaresizdi “tamam” dedi. Git “kalçalarını temizle” dedim. Tuvalete gitti geldi. “Çantanda krem var mı” dedim “yok” dedi. Tuvaleten sıvı sabunu getirmesini istedim ne dersem yapıyordu. Koltuğa domalmasını ve elbisesini toplamasını söyledim yaptı. Sabunu arka deliğine bolca döktüm ve parmaklarımla yoklamaya başladım. Bir parmağımı bile zor alıyor ve deliğin sıcaklığı beni daha da ateşlendiriyordu. Derken ikinci parmağımı da içeriye sığdırmayı başardım. Biraz deliği gevşettikten sonra s..kime de sabunu bolca döküp başını deliğin ağzına dayadım. Zorlamaya başlamamla eşim beline kadar topladığı elbiseyi ağzına tıkmış bağırmamak için kendini hem sıkıyor hem de acıya dayanmaya çalışıyordu. Başı girdiğinde bir çığlık attı ve sonra yarısına kadar girdim. İki git gelden sonra tam boşalıyordum ki Ahmet Amca geldi. “OOO, gençler siz harikasınız yaa, ben benim rahmetliye iki tarlanın tapusunu ustüne yapacağım dedim, yine bana vermedi” dedi. Ben bir taraftan boşalırken, bir taraftan da gülmeye başlamıştım. Ahmet Amca “gülersin tabii, bulmuşsun sana her şeyini veren avradı, keyfine diyecek yok” dedi. Eşim utancından başını koltuğa gömmüş öylece duruyordu. “Ahmet Amca bak bu kadın da seni sevmiş olacak ki sana verdi, istersen bir de arkadan versin” dedim. Gözleri parladı ve hemen eşofmanıyla birlikte donunu indirdi, o zaman ilk kez gördüm boyu benimki kadar ama benimkinden daha kalındı. Başını soktuğunda baktım eşim inlemeye başladı hemen başını yana çevirip benimkini ağzına soktum. Ahmet Amca sprmlerimle kayganlaşan arka deliğin keyfini çıkarıyor, zevkten inliyordu. Benimki de sertleşmiş eski formuna kavuşmuştu.
Aldığım heyecan ve zevkten olsa gerek artık ağrı acı hissetmiyordum. Ahmet Amca’ya “dur” dedim. Şaşırdı yere uzandım ve eşime gel üstüme dedim önüne baka baka geldive s..kimi tutup ..mına soktu sırtından tutup kendime doğru çektim ve dudaklarına yumuldum. Başta biraz tepkisiz kalsa da sonra karşılık vermeye başladı. Ahmet Amca’ya elimle işaret ettim. Mesajı alan adam bir seferde hepsini eşimin arkasına sokuverdi. Eşim bu arada dudağımı öyle bir ısırdı ki hafifçe kanatmıştı. Şimdi rüyamda bile görsem inanamayacağım bir olay gerçekleşiyor, eşim iki adamın arasında zevten ve acıdan inliyordu. Eşim bu pozisyonda boşalırken ben de eşimin ..mına spermlerimi akıtmaya başlamıştım. Ahmet Amca “Kızım filmlerde hep görüyorum, bu gece bir hayır yaptınız bari tam olsun bir de ağzına alıver” dedi. Eşim bana baktı, başımla onayladım. Ve Ahmet Amcanın önüne diz çöküp deli gibi somurmaya başladı. Ahmet Amca “Çok güzell.. çok güzell.. devam et..” diye inleye inleye boşaldı. Hepimiz temizlenip toparlandık… Yatağa uzandığımızda gün ağarmaya başlamıştı…
İlk kalkan ben oldum saat 08.30’u gösteriyordu. Ahmet Amca yoktu. Eşim hala yatakta yanımda uyuyordu. Koltuğun üzerinde bir zarf vardı üzerinde “Güzel Gelinime” yazıyordu. Açıp baktığımda içinde üç adet cumhuriyet altını olduğunu gördüm. Zarfı eşimin çantasına koydum, ne de olsa onun hakkıydı. Sonra birlikte çıkış işlemlerini tamamladık. Ben eşimin getirdiği yeni kıyafetleri giyip işe giderken o eve gitti. O gün ve akşamında hiç konuşmadık. Ertesi gün sabah kalktığımızda ise bu yaşananlardan önce nasılsak öyle devam ettik ve bir daha böyle bir macera yaşamadık, yaşamayı da düşünmüyoruz… (Hikaye tamamen hayal ürünüdür, buna göre yorum yazarsanız sevinirim.)