Bitmeyen Yaz 1

7 Ekim 2016 0 Yazar: admin

Ass

. Yalnız bir çocuk sayılırdım,pek arkadaşım yoktu ve 18 yaşıma gelmeme rağmen henüz bir sevgilim olmamıştı. Yalnız geçen yıllarım boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da yalnızlığın insanın hayal gücünü kuvvetlenmeye,çalışmaya zorladığıydı. Sıkıntımı gidermek için pek çok ilginç fikir üretmiştim. Tabii fikirlerde bir süre sonra yetmemeye başladı bende hayal gücümü kullanarak fantezilerimi genişlettim. Daha önce bilmediğim yönlerimi keşfettim…Bunlar arasında en önemlisi kadın ayaklarına olan ilgimi keşfetmemdir ki zaten bu sayfalarda bu konuyla ilgili yaşadığım olaylar yer almaktadır. Gittiğimiz otel Alanya-Manavgat yolu üzerinde bir yerdi. Otelde bizden başka bir tane Türk aile vardı ve gerisi yabancıydı. Gerçekten muhteşem bir görünümü vardı ve yenilik kokuyordu. Daha sonradan öğrendim ki otelin ilk sezonuymuş. Odama yerleştim.(Ailem hiç olmazsa onlardan ayrı bir odada yatmama göz yummuştu.) Manzarası güzeldi. Camdan denizi ve havuzu gayet rahat görebiliyordum. Vakit kaybetmeden havuza doğru yollandım. İki gün geçtiğinde sıkıntıdan patlamak üzereydim,içimden sürekli beni buraya getirdikleri ve yalnızca sıkılmamı sağladıkları için aileme sövüyordum. Yalnızdım çünkü utangaç olmam,kızlara ya da diğer insanlara yanaşamamam yetmiyormuş gibi çevremdekilerin neredeyse tamamı yabancıydı. Biraz İngilizcem vardı hatta iyi konuşuyor sayılırdım ama konuşacak cesareti kendimde bulamıyordum. İki günümüde havuz kenarında ve denizin açıklarında geçirmiştim. Havuz kenarına iniyordum çünkü kendimi bir ayak cennetinde hissediyordum. Nereye baksam birbirinden güzel kadın ayaklarıyla karşılaşıyordum,güneş gözlüğümün ardından her ayağı inceliyor hepsiyle teker teker fanteziler kuruyordum. Yabancıların bu tür konularda daha esnek olduğunu düşündüğümden biraz umutlanıyordum. Belki durumumu farkeden bir Polonyalı yada Avusturyalı o güzel iki ayağı bana ikram edebilir diye düşünüyordum ama bu umutlarım düşündükçe sönüyor fanteziden öteye gidemiyordu. Denizde açılmayı çok severim,açıklardayken kendimi kıyıda yüzen insanlardan üstün görürüm. Ayrıca kıyıdaki kafalar birer benek olunca da yalnızlıktan korkar ne kadar kuvvetim varsa kullanarak kıyıya doğru bir depar atarım. İşte oteldeki ilk iki günümde havuzdan ayrıldığım zamanlarda yaptığım tek şey de buydu. Açıl…. sonra geri gel…. tekrar,tekrar….

İkinci günün akşamı aileme minnet borçluydum. Akşam yemeğini ayrı yiyordum ve yalnızlığıma küfürler yağdırıyordum. Bir ara masamdan kalktım ve bira almak amacıyla fıçıların oraya giderken bizimkilerin yanına uğramaya karar verdim. Onlar yemeklerini kapalı kısımda yiyorlardı,içeri girdim ve ŞOK!!!! Bizimkilerin yanında fazladan dört kişi daha vardı. İki masayı birleştirmiş, çevresine dizilmiş ve koyu bir muhabbete dalmışlardı. Baba olduğunu tahmin ettiğim kişi 50li yaşlarda görünüyordu ve karısının da ondan farkı yoktu. Babamın karşısında genç görünümlü iki kız oturmaktaydı,bir an umutlansam da benden büyük olduklarını anlayınca hevesim kursağımda kaldı. Bir kez daha yıkıldım,yalnızlığıma söverken iki tane muhteşem kızla tanışma fırsatı doğuyordu ama kendilerinden küçüklerle uğraşmayacakları kesindi. Masaya yaklaştım,gözler bana döndü, utancımdan yerin dibine girecektim. Keşke şu anda denizin dibinde yalnız olsam diye geçirdim içimden. Masadakilere merhaba dedim. Hepsiyle tokalaştım,umudum söndüğü için masadan uzaklaşmaya niyetliydim ama babam bakışlarıyla oturmamı emretti,emir demiri kesiyordu. Oturdum.Yaşlı amcanın adı Kaandı.Kaan amca, eşi Serap Hanım,kızları Banu ve Özlem beni süzdüler. (Dış görünüşüm çok hoştur ve kibar bir insanımdır.) İlk izlenimler iyi olmalıydı ki yüzler gülümsemeye başladı, arkasından da soru yağmuru…. İki saate yakın bir süredir masadaydık.Bu yeni aileyle pek samimi olmuştuk.Ankarada yaşadıklarını öğrenince bizimkiler iyice keyiflendi çünkü bizde Ankaradaydık.Sohbet boyunca birçok kere söze karıştım,onlarla güldüm ve yalnızlığımı unuttum. Banu 26 yaşında çok güzel bir kızdı.Ankara Üniversitesini bitirmiş, iş arıyordu. Uzun,dalgalı,kumral saçları ve şahane fiziğiyle beni nefessiz bırakıyordu.Özleminde ondan aşağı kalır yanı yoktu.Ablasından sadece iki yaş küçüktü ama fiziği onunla yarışıyordu,kızıl saçları mavi lensleriyle kimbilir ne canlar yakıyordu.Bilkent Üniversitesi mezunuydu ve staj yapıyordu. İkisinede aşık olmuştum.Ama maalesef onlara abla diye hitap etmek zorunda hissediyordum kendimi.

Yemeğimi kendi masamda bırakıp gelmiştim ve haliyle hala açtım.Masadakilere durumu izah ettim ve açık büfeye doğru yollandım.Banu Ablada benimle kalktı ve tatlı masasına yöneldi.Beni pek sevmişe benziyordu.İkide birde takılıyor,şakalar yapıyordu. Yemekleri alınca ondan tarafa yöneldim.Gülümsedi,tatlılar hakkında yorumlar yaptık,bolca güldük.Masaya dönmeye hazırlanıyordu ki Banu Ablanın tabağındaki yaş pastalardan biri yere düştü.Bir kısmı ayağının üzerine dökülmüştü. O ana kadar nasıl dikkat etmediğime şaşırıyordum.İnanılmaz güzel ayakları vardı.Hayatımda gördüğüm en güzel ayaklara sahipti,çok seksi bir çift siyah terlik güzelliklerini pekiştiriyordu. O ayakların üzerindeki pastayı yalaya yalaya yemek ne güzel olur diye düşündüm.Biraz fazla düşünmüş,dalmış olmalıyım ki Banu Abla beni dürtmek zorunda kaldı.Hemen başımı kaldırdım. “Yiğitçim şu tabakları tutar mısın?” diye sordu.İsteği yerine getirim.Masadan bir peçete aldı ve özenle ayağını temizledi.Bana işi biraz uzatıyormuş gibi geldi.Acaba az önceki dalgın anımda düşündüğüm şeyleri anlamış mıydı?Yok canım nereden anlayacaktı….. Güzelce temizledikten sonra ayağa kalktı,peçeteyi masanın kenarına koydu ve elimden tabakları aldı. “Teşekkür ederim,zahmet oldu sana.” dedi.Bende önemli olmadığı yolunda birşeyler geveledim.Hem heyecandan hem de çekingenliğimi hala üzerimden atamamış olmamdan dolayı sesim çıkmıyordu. Arkasına döndü ve masaya yollandı.Bende kendime tatlı almaya başladım,peçete gözüme takıldı.Heyecandan benimki kalkmıştı.Etraftakilere çaktırmadan peçeteyi elime aldım,ağzımı siliyormuş gibi yaparak üzerindeki pasta parçacıklarını yaladım.O parçacıkların az önce Banu Ablanın ayağından,parmaklarından geldiğini düşününce zevkten boğulacak gibi oldum.Hayatımda ilk kez bir kadın ayağının tadına,dolaylı yoldan da olsa bakmış oluyordum….

Masaya döndüğümde kendimi toparlamıştım.Bütün bu olanların yalnızca üç yada dört dakika sürdüğüne inanamıyordum,bana saatler gibi gelmişti.Banu Abla ve Özlem Ablayla muhabbete daldım,benimkilerde yeni tanıştıkları arkadaşlarıyla muhabbet ediyorlardı. Oteldeki milli bütünlük sağlanmıştı.İki Türk aile idik ve arkadaş olmuştuk,artık yalnız değildim.Banu ve Özlem Ablalarım beni sevmişlerdi.Tabiki kardeş olarak ama olsun genede yalnızlıktan kurtulmamı sağlamışlardı.Keyfim yerindeydi….. Saatler ilerleyince büyükler esnemeye başladılar,çok geçmeden Kaan amca ve Serap teyze izin istediler,bizimklerde onları bekliyormuş Beraber kalktılar,odalarına yollandılar. Üçümüz kalmıştık.Saat gece biri geçiyordu. Yemekler yenmiş,masalar boşaltılmış,havuz kenarındaki masalar tekrar düzenlenmişti.Gecenin bu en keyifli dakikalarını seven turistlerin bir kısmı hala oturuyorlardı.Bir süre daha muhabbet ettik.Mutluydum ama hala kendime kızıyordum. Gene çekingenliğim tutmuştu,bir laf etmek için beş dakika uğraşıyordum.O sırada Özlemden sahile yürümek gibi bir teklif geldi. (artık abla diye yazmayacağım çünkü zor oluyor) Yavaş yavaş sahile doğru inmeye başladık.Karanlık çok güzeldi.Ağustos böcekleri ötüyor, uzaklardan kurbağa sesleri geliyordu.Ay denize yansıyor,dan seden yakamozlar oluşturuyordu. Karanlıkla nice yalnız geceler paylaşmıştım ama ilk defa gözüme bu kadar güzel göründü. “Pşşt” sesiyle irkildim.Gecenin güzelliğine kendimi kaptırmış olmalıyım ki hızlanmış ve onları biraz gerimde bırakmışım. Kızardım ve bunu gizleyen karanlığa teşekkür ettim.Gülümseyerek onlara yaklaştım. Durumu açıkladım.Ve geceden konuşmaya başladık.Sahilde yaklaşık yarım saat bir aşağı bir yukarı yürüdük ve kendimizi şezlonglara attık.Gerçekten çok iyi insanlardı.Çekingenliğimi fark etmişler,fazla üstüme gelmeden ondan kurtulmamı sağlamışlardı.Üçümüzde şezlonglarımıza uzandık ve sessizliği dinlemeye koyulduk. Tekrar konuşmaya başladığımızda konu yemeklere geldi.Hepimiz otelin yemeklerini beğenmiştik. (Hele ben o yaş pastaya bayılmıştım) Laf açık büfedeki olaya geldi, Banu olayı Özleme anlattı.Anlatırken muzip muzip gülümsedi,göz kırptı. Yattığım şezlong rahat değildi ama ben neredeyse onun üzerinde uyuyacaktım.”Odalara dağılalım mı?” diye sordum ve “Daha erken” cevabını aldım.Çok uykum vardı saat bayağı ilerlemişti.”Benim çok uykum geldi,o zaman ben gideyim” desemde fayda etmedi. Oyun bozanlıkla suçlandım. “Hiç olmazsa burada yat,biz giderken seni kaldırırız” dedi Özlem.”Tamam ben yatıyorum o zaman” dedim ve kalktım.

Deniz kenarına indim ve oraya uzandım.Sular arasında yatmak çok güzeldi.Ritmik aralılarla dalga geliyor göğsüme kadar çıkıyor ve çekiliyordu.Koyun sayarmış gibi dalgaları sayarken uyumuşum. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama birileri bana sesleniyordu.Zorlukla gözlerimi açtım,Banu ve Özlem tepemde dikilmiş beni uyandırmak için sesleniyorlardı.Uykunun öyle güzel yerinde uyanmıştım ki gözlerimi açamıyordum.Banu “Hadi Yiğiiit” diyerek ayağıyla omzuma bastırdı,birden bütün sinirlerim bir hoş oldu.O muhteşem ayaklar omzuma bastırıyordu.Rüya gördüğüme emindim. Özlemde “Hadi Yiğiit gidiyoruz kaaaalllkk” diye katılınca rüyada olmadığımı anladım. Dalgalar hala ritmik bir şekilde gidip geliyordu.Uykumun açılması için sulara doğru yuvarlanmaya başladım. Gelen ilk dalga uykumu aldı,ikincisi iyice açılmamı sağladı ve üçüncüsü boğazıma kaçtığı için öksürmeme neden oldu.Artık uyanmıştım.Ben dalgalarla uğraşırken onlarda arkamdan suya girmişlerdi.Su bileklerinin biraz üstüne geliyordu.Kalkmaya hazırlandım,dört ayak üstüne kalktığım sırada Özlem ayağıyla beni sulara doğru ittirdi. “Uyanmadın oğlum biraz daha kal suda” dedi,gülüşüp duruyorlardı. Tekrar öksürmeye başladım,sırt üstü devrilmiştim suya o sırada üzerimden bir dalga geçti,gözlerim haşlandı tuzlu sudan.Tekrar kalkmaya çalıştım ama Özlem tekrar ittirdi ayağıyla ve bu sefer ben devrilince üzerime çıktı.Gülüp duruyordu.Dalgalar yüzünden mahvolmuştum,Özlem üzerimde olduğu için kalkamıyordum,üzerimde onun ağırlığı varken öksürmek çok zordu ve beni harap düşürmüştü.Artık her dalga ağzıma burnuma giriyordu.Tekrar öksürmeye başladım,Özlemde fazla ileri gitmeden üzerimden indi.Her ikiside gülmekten ölüyorlardı. Gülerken bir yandan da “Uykucular işte böyle uyandırılır” diye laf atıyorlardı bana.Güç bela ayağa kalktım,kıyıya çıktım ve kumlara uzandım.

Gece çok soğuk geldi birden.Üşüdüm..son bir kez öksürdüm.Onlarda yanıma uzandılar.Eşek şakalarını nasıl bulduğumu sordular.Ne cevap vereceğimi bilemiyordum.Özlemin çıplak ayaklarıyla beni ezmesinin beni heyecandan geberttiğini mi yoksa tuzlu dalgalar arasında boğulmak üzere olduğumu mu söylemeliydim.İkinci şıkkı seçtim ve biraz sert bir sesle “Beni neredeyse öldürüyordunuz” dedim.Gelen cevap beni tekrar şoka sürükledi. “Ne yani benim üstüne çıkmamdan hoşlanmadın mı?” diye sordu Özlem. Ne diyeceğimi düşünürken fazla vakit geçirmiş olmalıyım ki devam etti. “Banu yemek alırken olanları bana daha ayrıntılı anllattı.Banunun ayaklarındaki pastaya bakarken ağzının suyu akmış.” dedi.Gülüyordu. “Hatta o sularıda Banunun kullandığı peçeteyle silmişsin. dedi. Tam anlamıyla bozuldum.Demek ben o peçeteyi yalarken beni görmüş ve durumu kavramıştı. Gülümsüyorlardı. “Bu söylediklerin seni haklı çıkarmaz” diye itiraz ettim. “Sadece bu kadar değil” diye Banu devam etti bu sefer. “O andan sonra hep seni kolladım, kaçamak bakışlar atıyordun ayaklarıma,hatta sadece benimkilere değil,Özleminkilere de. Hem madem etkilemiyor seni ayaklar,neden şu anda kazık gibi kalkmış seninki ?” Bütün savunmalarım çürütülmüştü.İtiraz etmeyi kesmek zorunda kaldım.Göz göre göre yalan söylersem daha kötü olurdu. Şimdi alay etmelerini bekliyordum.Onlar anlamazlardı ayak sevmekten.Kesinlikle dalga geçilecek birşey olarak göreceklerdi. Cevap vermedim,bu söylenenleri kabul ettiğim anlamına geliyordu. Utancımdan ağlamak üzereydim. “Utanacak ne var?” diye sordu Banu. “Sen nasıl ayak seversen bazı kadınlarda ayak sevdirmeyi severler.Utanılacak birşey yok.” Özlem ” Zaten biz bu ufak şakayı seni konuşturmak için yaptık.Başarılı da olduk sanırım” dedi.Güldü… “Hadi gidelim” dediler aynı anda. Ben hala konuşamıyordum utançtan. Kalktım,duşa doğru gittim,üzerimdeki kumları temizledim,şezlongların ordan t-shirtümü aldım ve otel yoluna yöneldim.Beni bekliyorlardı. Başımı eğdim,inanılmaz derecede utanıyordum..Özlem “Hadi be Yiğiiit!! Amma utangaçsın yaaa.İyi ki o olay oldu yemek alırken,bahaneyle ayak sevdiğimde ortaya çıktı diye sevineceğine ağlıyorsun neredeyse.” diye çıkıştı. “Sana ceza,yarın sana yapacağımız mini sınavı geçemezsen bu güzel ayaklarımızdan mahrum olursun.Hatta tüm garsonlara komilere falan anlatırız” dedi.”Yarını sabırsızlıkla bekle,çok güzel olacak” dedi. Banu “Hem sınavı geçmeni çok istiyoruz,bu bizim ilk ayak sevdirme deneyimimiz olacak.Daha önce internette rastlamıştık bu olaya ama ta ki sen bize bu fırsatı yaratana kadar önemsememiştik.Sen uyurken Özleme olayı anllattım,seninle denemeye karar verdik ama sen bozuluyorsun bu duruma.O nedenle Özlemin seçeceği cezayı yerine getirmen gerekecek önce.” dedi. Çok kesin konuşmuşlardı,istediklerini yapmaya mecburdum artık,oteldeki her garsonun,kominin bana bakıp bakıp gülmesine dayanamazdım.Ne isterlerse yapmak zorundaydım. Aslında hayallerim gerçek olmuştu.Bir tane ayak diye yalvarırken dört tane ayağı birden sevebilecektim.Sevinmem gerekiyordu ama kahrolası utangaçlığım engelliyordu beni.

Bu arada otele vardık,binaya girdik.Kızların keyfi yerindeydi,istediklerini yapacak birisini bulmuşlardı,belki ilk kez deneyeceklerdi ama olsun genede artık onların ayak kölesiydim. Asansöre yöneldik.Benim odam 4. kattaydı,kızlar 3. katta kalıyorlardı. Asansöre binerken Özlem “Bir deneme yapalım bakalım” diye mırıldandı. Banu gülümsedi,ben heyecanlandım.Gene kıpkırmızı oldum ama bu sefer heyecandan.Asansör 6 kişilikti.Daha ikinci kata gelmeden Özlem STOP düğmesine bastı. “Hadi bakalım. Birer iyi geceler öpücüğü ver.” dedi.Ayağını öne doğru uzattı.Tereddüt ettim, zorladı. Ayakları muhteşem görünüyordu.Banunun ayakları gördüğüm en güzel ayaklardı ama bunlar daha bile güzeldi. Kaçamak bakışlarla göremediğim pek çok ince ayrıntıyı,kıvrımı iki karış mesafeden görebiliyorum.Dört ayak üstünden o güzelim ayakları izliyordum,Özlem “Hadiiii çok heyecanlıyım” diye mırıldandı.Banu o muhteşem ayaklarıyla enseme bastırdı.Mecbur yumulacaktım. Benim ufaklık dimdik olmuştu. hemen Özlemin terliğini çıkardım,başparmağına bir öpücük kondurdum. Başımı kaldırmaya niyetlendim ama Banu enseme daha çok bastı,kalkmama izin vermiyordu. “Daha güzel öp!Parmaklarımı em,ayak altımı yala” diye mırıldandı Özlem. Heyecandan boşalmak üzereydi heralde.İlk kez olduğunu söylüyorlardı ama usta gibi hareket ediyordu.Heralde internette öğrenmişti bunları. Ensemdeki baskı arttı.Bende Özlemin sol ayağını elime aldım,teker teker parmaklarını yalamaya başladım.Zevkten ölüyordum.Hayallerim gerçek olmuştu.Birer lolipop gibi yaladım,onlarca kez emdim her parmağını.Parmak aralarını yaladım,kokladım o muhteşem kokuyu içime çektim.Sırt üstü kıvrıldım ufacık kabinde.Özlem ayağını yüzüme koydu.Tabanlarını yaladım,kalbim duracaktı,boşalmak üzereydim.O mis gibi kokan dehşet verici güzellikteki bakımlı,yumuşacık ayakları yaladım yuttum.Banu üzerime çıktı birden.Nefesim kesildi.Terliklerini kabinin köşesine fırlattı ve bir ayağını ağzıma soktu,ağzım yırtılmak üzereydi,parmaklarını boğazımda hissediyordum.Daha fazla dayanamadım ve boşaldım.Hayatımda ilk defa bu kadar çok boşalıyordum.Boşaldığımı gören Banu üzerimden indi.Terliklerini giydi,Özlemde aynı işi yaptı.Ben kalkarken tekrar enseme bastırdı.” Özleme teşekkür etmeyecek misin? Sana hayatının en güzel anlarını yaşattı.Şimdi eğil ve teşekkür et,ayaklarına kapan ve defalarca öp,ta ki Özlem tamam diyene kadar.” dedi. Eğildim ve teşekkür etmeye başladım.Bir iki dakika sonra Özlem kalkmamı söyledi,asansörü tekrar hareket ettirdik,herşey on dakikada olmuştu ve gecenin bu saatinde kimse olmadığı için asansörde bu zevki yaşayabilmiştik.Alan memnundu veren memnundu.Asansörden indik. Gülümsediler,teşekkür ettiler.Onlara “İyi geceler” derken ertesi gün birşey yapmayacaklarını tahmin ediyordum ama yanılmışım.Üçüncü katta asansörden inmiştik,odalarına girene kadar arkalarından baktım,ailelerinden ayrı kalıyorlardı.Bende bir koşu odama çıktım.Banyoya daldım ve sevinçten ağladım.Hayallerim gerçek olmuştu.İmkansız gerçek olmuştu ve bende çok mutluydum. Yaşadıklarımı saniye saniye gözümün önüne getirerek iki kere daha masturbasyon yaptım ve güneşin ışıkları kendilerini belli etmeye başlarken yatağıma girip uykuya daldım.

Ertesi gün öğlen üç civarında uyandım.Akşam yaşadıklarım bana rüya gibi geliyordu. Yaşadıkarımın gerçek olduğunu ispatlayan tek şey çenemdeki ağrı ve dilimdeki mayhoş tattı. Duş aldım ve balkona çıktım,babamla annem plaja inmişlerdi,bir süre onları izledim.Başımı havuza doğru çevirince kızları gördüm.Onları izlemeye başladım.Gerçekten çok güzellerdi.Onların ayaklarına sahip olabildiğim için çok mutluydum. Özlem bir ara başını kaldırdı ve beni gördü,el salladı,inmemi işaret etti. Başımla tamam işareti yaptım ve mayomu giyip aşağı yollandım.Yanlarına giderken utangaçlığımın tekrar ortaya çıkmaya çalıştığını farkettim,öz benliğimle savaştım ve kazandım, gülümseyerek yanaştım.Havadan sudan konuştuk,dün geceki konuyu hiç açmıyorlardı.Biraz havuza girdik, yüzerken acıktığımı hissettim. Ne de olsa sabah kahvaltıya inememiştim ve saat 4e yaklaştığı halde hala açtım. “Ben birşeyler atıştıracağım” dedim. Havuzdan çıktım,kurulandım.Banu arkamdan “Yiğit biraz bekler misin?” diye seslendi.Arkamı döndüm,o enfes vücudun sular damlatarak havuzdan çıkışını ve bana yaklaşmasını izledim. “Özlem senin cezanı vermek istiyor.” dedi. Bir an anlayamadım ama sonra gece yaşanan diyalog aklıma geldi.Demek gerçekten beni köle yapmaya niyetliydiler.Eh açıkçası bende razıydım ama önce verilen cezayı yapmam gerekiyordu. “Çok açım,gelince cezamı çekerim” dedim. “Olmaz,Özlem şimdi istiyor.Git onunla konuş” dedi.Tekrar havuzun kenarna yaklaştım.Özlem kenara doğru yüzdü. “Suya atla hadi” dedi. “Yemek yiyeyim gelirim,inan ki çok açım.”dedim. “Suya gir yoksa on beş dakika içinde otelin bütün personeli senin hakkında konuşmaya başlar.” deyince mecburen suya atlamak zorunda kaldım. İyice yaklaştı bana,kulağıma eğildi. “Şimdi üçümüz kıyıya ineceğiz ve deniz bisikleti kiralayacağız,iyice açılınca sen suya ineceksin.Kıyıdakiler senin yüzdüğünü sanacaklar ama yanılacaklar.Banu bisikleti sürerken ben ayağımın birisini suya sallandıracağım ve sende alabildiğin kadarını ağzına alacaksın.Kıyıya paralel olarak hareket edeceğiz,yandaki otelin hizasına gidip gelene kadar bu devam edecek.Yani sen ağzında benim ayağım olduğu halde deniz bisikletiyle beraber yüzeceksin.Eğer başaramazsan dün gece yaşanan her şeyi tüm otel personeli duyar ve rezil olursun,aynı zamanda bizlerin bu muhteşem ayaklarımızdan mahrum kalırsın. Eğer başarırsan hem cezanı çekmiş olursun hem de bu güzel ayakları hak ettiğini ispatlarsın. Nasıl ama???” diye açıklamada bulundu.Ağzım açık dinlemiştim. Düştüğüm durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum,o ayakları istiyordum ve otele rezil olmak istemiyorsam bu söylenenleri başarmalıydım. “Tamam” dedim. Kendimi hem mutlu hem de hüzünlü hissediyordum. Banunun durumu önceden bildiği belliydi.Belli ki ben yanlarında yokkken düşünmüşler bana bu cezayı uygun görmüşlerdi. Kıyıya doğru ilerledik.Açlıktan midem kazınıyordu ama unutmaya çalıştım. Bisikleti kiraladık ve denize açıldık.Kıyıdan uzaklaşınca Özlem inmemi söyledi,suya atladım,Özlem ayaklarını suya sallandırdı.Kendimi çok garip hissediyordum.Hayal bile edemiyeceğim tecrübeler yaşıyordum. “Hazır mısın?” diye sordu Banu.Başımla onayladım.Özlem ayağını uzattı,ağzıma aldım.Rahat yüzebilmem için biraz daha uzattı bacağını.Banu “Gidiyoruuuzzz” diye bağırdı,kahkaha attı ve pedallara asıldı. Önceleri yavaş sürsede sonradan hızlandı.Ağzımda Özlemin ayağı olduğu için çok zorlanıyordum.Ağzımdan nefes alamadığım için yeterli oksijen alamıyordum ve haliyle hızlanamıyordum.Ayak ağzımdan kayar gibi oldu ama can havliyle yapıştım parmaklarına,yavaş yavaş ağzıma aldım tekrar.Çok zevkli bir duyguydu ama aynı zamanda çok zordu. Başaramazsam başıma neler geleceğini bildiğimden dahada zorlaşıyordu. Devamı gelecek